Ayasofya’nın Paha Biçilemez Çinileri
Dünya mimarlık tarihinin bilinen en önemli ve en eski örneklerinden birisi olan Ayasofya günümüze kadar ayakta kalabilmeyi başaran nadir yapıtlardandır. Çok eski bir tarihte yapılmış olmasına rağmen böyle heybetli ve sağlam bir yapını inşası halen günümüz insanlarını şaşırtmaktadır. Ayasofya, Roma İmparatorluğu’nun İstanbul şehrinde inşa etmiş olduğu en büyük ve görkemli bir kilise olup aynı alanda 3 kez inşa edilmiştir. Doğu Roma imparatorlarının birçoğu burada taç giymiştir. Ayasofya 527-562 tarihleri arasında o devrin en ünlü iki mimarı olan Milet ve Anthemios tarafından inşa edilmiştir.
Ayasofya inşası sırasında mermerle kaplanmış olan kapıları hariç, diğer tüm yüzeyleri birbirinde güzel ve eşsiz mozaiklerle donatılmıştır. Her bir mozaiğin yapımında altın, renkli taşlar, cam, pişmiş toprak ve gümüş gibi değerli madenler kullanılmıştır. IV. Haçlı Seferleri sırasında Ayasofya yağmaya maruz kalmış ve birçok yönden tahribata uğramıştır.
Ayasofya Fatih Sultan Mehmet’in 1453’te İstanbul’u almasıyla birlikte camiye dönüştürülmüştür. Zarar görmüş yapının tamiratı yapılmış, yapıya destek amaçlı Mimar Sinan tarafından minareler eklenmiştir. Osmanlı Dönemi’nde Ayasofya’nın iç kısmına camiye daha uygun olması için minber, mihrap, müezzin mahfilleri, vaaz kürsüsü ve çeşitli bölümler ilave edilmiştir. Bu kısımların süslemesinde ise tarihte yer edecek olan Ayasofya Çinileri kullanılmıştır.
Mihrap Etrafındaki Çiniler
Mihrabın arka tarafından başlayarak duvarı bir boydan bir boya adeta kuşak gibi çevreleyen kobalt mavisi çiniler yer almaktadır. Bu kuşak şeklindeki çininin üzerinde ise celi sülüs hattı ile yazılmış Ayetü’l Kürsi yer almaktadır. Kuşağın bitiş kısmında ise kırmızı renkle beyaz konturlu rozetin iç kısmına “Ketebehu El Fakr” Muhammed 1016 yazısı nakşedilmiştir.
Yine aynı şekilde Mihrabın sağ ve sol taraflarındaki dehlizler içerisinde de çini karolar yer almaktadır. Bunlardan en önemlisi de sol kısımdaki dehlizde Eski Hünkar Mahfili’ne ait bitkisel desenlerle oluşturulmuş 16. Yüzyıla ait meşhur İznik Çinileri yer almaktadır.
Sağ taraftaki dehlizde bulunun ünlü Ayasofya Çinileri ise iki ayrı tasvir içermektedir. Bunlardan birisi toplamda sekiz parçadan oluşan Kabe tasvirini içerirken, diğeri de peygamber efendimizin türbesinin tasvirini içermektedir. Yine bu çinilerde 16. Ve 17. Yüzyılda yapılan meşhur İznik çinilerimizdendir.
Ayasofya gerçekten hem tarihi bir eser olarak hem çini eserleri olarak muhteşem bir yapıt. Bin küsür yıldır hala ayakta hala mimarisiyle çini örnekleriyle günümüze ışık tutuyor.
Bulduğum her fırsatta gezip tarihi içime çektiğim özel yerlerden biri mimari ile hayran kaldığım eserlerden özellikle restorasyon çalışmalarından sonra daha da güzel oldu umarım ibadet etmek nasip olur bir gün