Çini Sanatı Nedir?
Osmanlı’dan günümüze kalan en ihtişamlı miraslardan biri olan çini sanatı, hala güncelliğini korumaktadır. Cami ve türbelerin duvarlarında sıklıkla karşılaştığımız bu sanat dalı, köşk ve sarayların dış ve iç cephelerini de süslemektedir. İnce detaylar ile işlenen ve işlenen objelere hayat veren Osmanlı tarihinin en gözde sanat dalı, günümüze kadar değerinden bir şey kaybetmeden devam etmektedir.
Vazo, tabak, sürahi ve çeşitli kap kaçaklara işlenen motifler ve renklendirmeler ile oluşan eserler, şimdilerde ev ve çeşitli mekanların dekorasyonu olarak kullanılmaktadır.
Karahanlı’lar tarafından geliştirilen çini sanatı daha sonraları diğer Türk devletleri tarafından da geliştirilmeye başlanmıştır. En parlak dönemini Osmanlı Devleti’nin kuruluşunda yaşamıştır. Anadolu Selçuklu Devleti ve Büyük Selçuklu Devleti, hakimiyet altına aldığı yerlere cami, medrese, saray inşa etmişler ve bu sanatı, mekanların çeşitli bölgelerine yansıtmışlardır.
- İznik Yeşil Cami,
- Bursa Yeşil Cami, Bursa Muradiye Camisi,
- Edirne Muradiye Camisi, Şah Melek Paşa Camisi, Çinili Köşk,
- İstanbul’da Yavuz Sultan Selim Camii ve Türbesi, Haseki Medresesi, Mahmut Paşa Türbesi,
İlk örneklerini taşımaktadırlar. Daha çok geometrik desenleri yansıtan eserler, zamanla daha farklı bir boyut kazanmıştır. Bitkisel kökenli desenler, yazılar, lacivert, sarı, türkuaz, siyah gibi renkler, bu sanat dalında daha çok kullanılmıştır.
Çini Sanatının meşhur olan ustası Baba Nakkaş, bu sanat dalına çok özel örnekler sunmuştur. Daha farklı boyut kazanmasına, gelişmesine ve yayılmasına ön ayak olmuştur. Yavuz Sultan Selim döneminde ise birçok sanatçı yetiştirilmiş ve renk, desen çeşitliliği artırılmıştır. Altın sarısı, fıstık yeşili, kırmızı gibi birçok renk eserlerde, kullanılmıştır. Mozaik türü eserlerin yerine sır altı boya tekniği geliştirilmiş ve Fatih dönemimde, uygulanmaya başlanmıştır. Veli Can adında ünlü üstat, Saz yolu desenini oluşturmaya başlamış, objelere farklı desenler geliştirmeye başlamıştır. Bitki şekilleri, hayvan figürleri, ağaçlar, çiçekler, dönemin en önemli bitkileri, çini sanatında uygulanmaya başlamıştır. Kahverengi ve doğa renkleri, daha sık kullanılarak, bahar havası niteliğinde eserlere yer verilmiştir.
Zamanla gelişen ve yenilenen çini sanatı, Mimar Sinan ile daha çok önem görmeye başlanmıştır. Her yapıtında bu sanat dalından eserler kullanarak, şu an bile ilgi duyulan mekanlar yaratmıştır. Makinelerin üretilmesi ile porselen süslemesinde kullanılmaya başlanmıştır. Kütahya’da hala gündemde olan sanat dalı, seramiğe can veriyor. İznik’te ise aynı gelenek ile sürdürülmeye ve orijinal yapımı değişmeden devam etmektedir. Şimdilerde ise özellikle hanımların dikkati çeken çini sanatı, kurslarda ders olarak gösterilmektedir.
Cini tarihi konusunda güzel bir yazı olmuş, yanlız son kısımdaki hanımların dikkatini çeken olmamış. Az da olsa benim gibi bu sanatla ilgilenen beylerde var.
Bursa Yeşil Camii gerçekten çok güzel, camiye yeşil adının verilmesine gerekçe olarak yeşil renkli çinilerle örtülmüş olan minareleri ve kubbeleri göstermektedir.
muhteşem bir parça daha . özellikle yoru myapmak istedim. kardeşim siteniz harika . ürünler süper. inşallah bir gün sipariş etme durumumuz olur.. kolay gelsin.
Üniversitede sanat dersinde çini sanatı ile ilgili bazı bilgiler edinmiştim. Çini sanatı üzerine çok güzel bir blogunuz var ve sayenizde öğrendim o bilgileri daha da pekiştirdim.