Çini’de Lüster Tekniği
İslamiyet’in yayılması ve insanların refah seviyelerinin artmasıyla birlikte farklı sanat dalları ortaya çıkmış ya da mevcutlar biraz daha geliştirilmiştir. Seramik süslemede kullanılan Lüster tekniği de bunlardan birisi olup ilk defa Abbasiler döneminde görülmüştür. Irak civarında uygulanmaya başlanan bu teknik, çinicilik alanında gelişmiş olan Türkler tarafından da kullanılmıştır.
Anadolu Selçuklu Devleti ile birlikte Türklerin de kullanmaya başladığı tekniğin, farklı alanlarda kendini gösterdiği görülmektedir. Anadolu Selçuklu Devleti’nden sonra ise beyliklerde daha sonra ise günümüzde kullanılmaktadır.
Lüster olarak bilinen teknikte yer alan sır üzerindeki boyaların renklerinin ve parıltılarının adeta bir altını andırması, bu tekniğe olan ilginin daha fazla olmasına neden olmuştur. Abbasilerle birlikte yaygınlaşmaya başlamış ve Endülüs Devleti ile birlikte Avrupa’nın farklı noktalarında görülmeye başlanmıştır. Daha sonra ise Kuzey Afrika başta olmak üzere dünyanın farklı noktalarında görüldüğünü söylemek yanlış olmayacaktır.
Lüster Tekniği Nedir?
Çinicilik ve seramik süslemede kullanılan Lüster tekniği, adını kullanılan boyalardan almıştır. Sır üzerine uygulanan bakır ve gümüş oksit içeren boyaların bıraktığı etki, yanardöner şeklindedir. Batıda Lustre olarak bilinen teknik, dilimizde ise Perdah olarak kullanılmaktadır. Oldukça zahmeti olan bu işlem, uzun sürmektedir. Seramikte kullanılan hamurun bazen 2 bazen ise daha fazla fırınlanması dahi gerekebilir.
Buradaki temel amacın seramiklere daha güzel bir görünüm kazandırmaktır. Bunun için Lüster (cila) tekniğini doğru bir şekilde uygulanması gerekmektedir. Temelde iki fırınlamanın olduğu tekniğin uygulandığı kısım ikinci fırınlamadır. Burada maden oksitleri sır üzerine sürülür ve harareti daha az olan bir fırınlama işlemi daha yapılır. Böylece sürülen metal oksitler kaplama şeklini alır ve seramikte altın, gümüş parıltısı elde edilmiş olur.
Lüster tekniği içerisinde kullanılan renklerin genellikle beyaz olduğu görülmektedir. Fakat farklı çalışmalarda altın rengi, kehribar rengi, turkuaz ve mavi rengin de görünüme zenginlik katmak amacıyla kullanıldığına sıkça rastlanmaktadır. Bunların haricindeki renklerin ise daha az kullanıldığı söylenebilir. Bazı müzelerde bulunan seramiklerde bu tekniğin kullanıldığı görülmektedir.