Fransa’da Çini Müzesi – Louvre Müzesi
Louvre Müzesi, dünyanın en büyük sanat müzesi Fransa’nın başkenti Paris’te yer alan tarihi bir anıttır. Şehrin merkezinin bir simgesi olan müze, şehrin 1. bölgesinde Seine Nehri’nin sağ kıyısında yer almaktadır. Tarih öncesi dönemden 21. yüzyıla kadar yaklaşık 38.000 nesne, 72.735 metrekarelik bir alanda sergilenmektedir. 2017’de Louvre, dünyanın en çok ziyaret edilen sanat müzesi oldu ve 8,1 milyon ziyaretçi aldı.
Müze, II. Philip döneminde 12-13. Yüzyıl sonlarında bir kale olarak inşa edilen Louvre Sarayı’nda yer almaktadır. Kalenin kalıntıları müzenin bodrum katında görülebilir. Kentin kent açılımından dolayı, kale en sonunda savunma işlevini yitirdi ve 1546’da Francis I tarafından Fransız krallarının ana yurduna dönüştürüldü. Bina, mevcut Louvre Sarayı’nı oluşturmak için birçok kez genişletildi. 1682’de Louis XIV, evleriyle ilgili olarak Versailles Sarayı’nı seçti ve Louvre’ı esas olarak 1692’den kalma bir antik Yunan ve Roma heykel koleksiyonu gibi kraliyet koleksiyonunu sergileme yeri olarak bıraktı. 1692’de bina, bir dizi salonun ilkini 1699’da gerçekleştiren Académie des Inscriptions et Belles Lettres ve Académie Royale de Peinture et de Sculpture tarafından işgal edildi. Académie, 100 yıl süre boyunca Louvre ‘de kaldı. Fransız Devrimi sırasında, Millet Meclisi Louvre’nin ülkenin başyapıtlarından olması için bir müze olarak kullanılması gerektiğini hükmetti.
Müzenin İslam Sanatları kısmında yer alan ve Safevi, Osmanlı ve Moğollar dönemine ait birçok muhteşem çini eser ve tarihi kalıntıları inceleyebilirsiniz. Seramik, cam, metal eşya, ahşap, fildişi, halı, tekstiller ve minyatürlerden oluşan bu sergiler arasında 5000’den fazla eser ve 1.000 adet kırkayak bulunmaktadır. Başlangıçta dekoratif sanatlar departmanının bir parçası olan bölümler 2003’te ayrıydı. Eserler arasında Endülüs’ten gelen bir 10. yüzyıl fildişi kutusu olan Pyxide d’al-Mughira; Saint-Louis Vaftizhane, 13. veya 14. yüzyıla bir kazınmış pirinç havzası Memlûk dönemi ve İran’dan gelen 10. yüzyıldan kalma Saint-Josse Kefeni yer almaktadır. Koleksiyonda, Shahnameh’in üç sayfası, Farsça’da Ferdowsi’nin destansı bir kitabı ve Barberini Vazo adlı bir Suriyeli metal işi bulunmaktadır.
müzede bulunan eserler gerçekten bir şahane,
özellikle bir türk ve müslüman olarak “islam sanatları” bölümünü gezerken adeta azım açık kaldı.
Bu Fransız yada Avrupalılar kültürlerine çok fazla değer veriyorlar. Keşke bizde de biraz bu değerlerimize sahip çıkılabilse… Osmanlı çinilerinin Pariste işi ne?
Üzülüyorum gerçekten…
Fransa’ya ziyaretimde günümün büyük bir bölümünü müzelere ayırmıştım. Bizim burada 500 senelik bile olsa küçücük parçalara vermediğimiz önemi, adamlar 50 yıllık eşyalara daha fazlasını veriyor.